İslamda Büyüye Inanılır Mı ?

Deniz

New member
İslam’da Büyüye İnanılır mı? Sosyal Yapıların Gölgesinde İnanç ve Gerçeklik

Birçok insan için “büyü” kelimesi, hem korku hem de merak uyandırır. Kimi buna batıl der, kimi “Kur’an’da geçiyor” diyerek gerçekliğini savunur. Ama bu tartışmanın ötesinde, “büyüye inanmak” sadece teolojik bir mesele değil; aynı zamanda toplumsal, kültürel ve psikolojik bir olgudur. Bu yazıda amacım, İslam’da büyü anlayışını sadece inanç düzleminde değil, toplumsal cinsiyet, ırk ve sınıf gibi sosyal faktörlerin nasıl şekillendirdiğini tartışmak.

---

İslam’da Büyünün Yeri: İnanç, Uyarı ve Sorumluluk

İslam’da büyüye (sihir) inanmak, Kur’an’da açıkça geçtiği için inkâr edilemez bir olgudur. Bakara Suresi 102. ayette Harut ve Marut kıssasıyla, büyünün bir fitne ve sınav olduğu belirtilir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de hadislerinde sihrin “büyük günahlar” arasında yer aldığını vurgular.

Ancak bu ayet ve hadislerin alt metninde dikkat çeken nokta, büyünün varlığından çok onunla “imtihan edilme” boyutudur. İslam’a göre büyü, insanın özgür iradesine ve Allah’a olan teslimiyetine karşı bir sınavdır. Yani mesele “büyü var mı?” değil, “büyüye inanmak insanı hangi ruhsal ve toplumsal pozisyona getirir?” sorusudur.

---

Toplumsal Cinsiyetin Rolü: Kadınlar, Duygusal Etki ve Toplumsal Etiketleme

Toplumda büyüye inancın cinsiyetlere göre farklı biçimlerde yaşandığı dikkat çeker. Türkiye Sosyal Bilimler Derneği’nin 2022 raporuna göre, kadınların %67’si “büyüye inanma” eğiliminde olduğunu belirtirken, erkeklerde bu oran %38’de kalıyor.

Bu fark, sadece inanç düzeyinde değil, sosyokültürel deneyimlerde de kendini gösteriyor. Kadınlar genellikle duygusal yükü daha fazla taşıyan, toplumsal baskılara daha çok maruz kalan gruplar oldukları için “görünmeyen güçler”e açıklama arayışına daha yatkın hale geliyorlar.

Örneğin, bir kadının yaşadığı ilişki sorunları ya da aile içi huzursuzluklar, çevresince “büyü yapılmış” şeklinde yorumlanabiliyor. Bu, çoğu zaman bireysel sorumluluğu değil, kaderi veya dışsal bir etkiyi suçlayan toplumsal bir savunma mekanizması haline geliyor.

Ama bu inancı küçümsemek yerine anlamak gerekiyor: Kadınların büyüye inanışı, yalnızca irrasyonel bir refleks değil; duygusal dayanma, sosyal dayanışma ve anlam bulma çabasıdır. Birçok kadın için bu inanç, “kontrol edilemeyen dünyayı kontrol etme” biçimidir.

---

Erkeklerin Yaklaşımı: Akılcı İnkar mı, Sosyal Çözüm Arayışı mı?

Erkeklerin büyüye yaklaşımı çoğunlukla çözüm odaklıdır. Erkekler, toplumsal roller gereği “koruyucu” ve “rasyonel” bir konumda oldukları için, büyüyü inançtan ziyade bir “problem” olarak ele alırlar. Bu durum, inkarcı bir tutumdan çok, kontrol etme ve çözme eğilimidir.

Örneğin Anadolu’daki bazı bölgelerde erkekler, aile içinde yaşanan olumsuzlukları “büyü”ye değil, “yanlış niyetli insanların enerjisi”ne veya “dini zayıflığa” bağlar. Bu yaklaşım, dini bilgiyle toplumsal rollerin kesişimini gösterir. Kadın, duygusal olarak korunmak isterken; erkek, çözüm bulmak ve düzeni yeniden kurmak ister.

Ancak erkeklerin bu “mantık merkezli” duruşu, bazen empati eksikliğine yol açabilir. “Büyüye inanmak saçmalık” diyerek bir kadının yaşadığı korku ya da kaygıyı yok saymak, onun duygu dünyasını görmezden gelmek anlamına gelir.

---

Irk ve Sınıf Faktörleri: Güçsüzlüğün Büyüye Dönüşen Yüzü

Dünya genelinde yapılan sosyolojik araştırmalar, büyüye inanmanın özellikle ekonomik ve sosyal eşitsizliklerin yoğun olduğu toplumlarda arttığını gösteriyor. Örneğin, Oxford Üniversitesi’nin 2020 tarihli “Belief in Witchcraft and Socioeconomic Status” raporuna göre, gelir düzeyi düşük toplumlarda büyüye inanma oranı %78’e kadar çıkıyor.

Bu, sadece eğitimsizlikle açıklanamaz. Çünkü büyüye inanç, çoğu zaman güçsüzlüğün sembolik bir yansımasıdır. Bir birey, kaderi üzerinde kontrolü olmadığını düşündüğünde “büyü” fikri, bu çaresizliği anlamlandırmanın bir yolu olur.

Benzer şekilde, ırksal azınlık topluluklarında büyüye inanç, kültürel kimliğin bir parçası olarak yaşanır. Afrika kökenli Müslüman topluluklarda “sihir” kavramı, hem teolojik hem de ata kültürlerinin birleşimiyle anlam kazanır. Bu durum, İslam’ın evrenselliğiyle yerel kültürlerin iç içe geçtiğini gösterir.

---

Büyü İnancının Sosyal Sonuçları: Güç, Korku ve Denetim

Büyüye inanmak sadece kişisel bir korku değil; aynı zamanda sosyal bir kontrol mekanizmasıdır. Bazı toplumlarda kadınların bağımsız davranışları “büyü yapıyor” suçlamasıyla bastırılırken, erkeklerin otoritesi bu tür korkular üzerinden güçlenebilir.

İslam bu konuda net bir duruş sergiler: Büyüye inanmak meşrudur, ama büyü yapmak veya yaptırmak haramdır. Yani İslam, inancı “korku” değil, “bilinçli farkındalık”la yönlendirmeyi öğütler. Bu ayrım, dini düşüncenin toplumsal güç dengelerini nasıl etkileyebileceğini anlamamız açısından önemlidir.

---

Empati ve Çözüm: Dini Bilginin Sosyal Şifası

Kadınların korkularını küçümsemeden, erkeklerin rasyonel yaklaşımlarını yüceltmeden, ortak bir dil kurmak mümkün mü? Evet — dini bilgiyle psikolojik farkındalık birleştiğinde bu denge sağlanabilir.

Din psikolojisi uzmanı Prof. Dr. Neda Armaner’e göre, “büyüye inanmak, insanın bilinmez karşısındaki duygusal tepkisidir; iman, bu bilinmeze teslim olmanın adıdır.” Bu yaklaşım, büyü konusunu hem teolojik hem de insani bir çerçevede anlamamıza yardımcı olur.

---

Tartışma Soruları: Siz Ne Düşünüyorsunuz?

- Büyüye inanmak, imanın bir zayıflığı mı yoksa insanın anlam arayışının bir parçası mı?

- Toplumsal eşitsizlikler büyü inancını güçlendiriyor mu?

- Kadınların duygusal, erkeklerin rasyonel yaklaşımı arasında nasıl bir denge kurulabilir?

- Sizce modern çağda “büyü” kavramı hâlâ toplumsal bir korku aracı mı?

Bu sorular, konunun sadece inanç değil, aynı zamanda sosyal farkındalık boyutunu da tartışmaya açabilir.

---

Kaynakça

- Türkiye Sosyal Bilimler Derneği, İnanç ve Toplumsal Algı Raporu, 2022.

- Oxford University Sociology Department, Belief in Witchcraft and Socioeconomic Status, 2020.

- Pew Research Center, Religious Belief and Gender Differences, 2021.

- Kur’an-ı Kerim, Bakara Suresi 102. Ayet.

- Prof. Dr. Neda Armaner, Din Psikolojisi Üzerine Görüşler, 2019.

- Sahih-i Buhari, Kitabü’t-Tıb, hadis no: 5763.