Alevi Kızılbaş Ne Demek ?

Deniz

New member
\Alevi Kızılbaş Nedir?\

Alevi Kızılbaş, Türk ve Orta Doğu tarihinin derinliklerine inen, hem dini hem de kültürel anlamları olan önemli bir kavramdır. Bu terim, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve günümüzde Türkiye’de sıkça tartışılan bir konudur. Ancak, "Alevi" ve "Kızılbaş" kelimelerinin ne anlama geldiği ve nasıl bir araya geldiği konusu sıklıkla yanlış anlaşılabilmektedir. Bu makale, Alevi ve Kızılbaş kelimelerinin tarihsel ve kültürel bağlamını inceleyerek, bu terimlerin anlamını derinlemesine tartışacaktır.

\Alevi Nedir?\

Alevilik, İslam’ın bir yorumu olan ve özellikle Türkiye, Azerbaycan, İran, Suriye gibi ülkelerde yaşayan bazı inanç grupları tarafından benimsenen bir inanç sistemidir. Alevilik, İslam’ın temel ilkelerinin yanı sıra, İmam Ali'ye duyulan sevgi ve saygıyı, insan haklarına olan derin bağlılık ve eşitlik anlayışını vurgular. Alevi inancına sahip olan kişiler, İmam Ali’nin soyundan gelen On İki İmamları kutsar ve onları dini lider olarak kabul ederler. Alevilikte, Allah'a inanılır, ancak bu inanç daha çok sembolizm üzerinden anlaşılır.

Alevilikte, cem adı verilen toplu ibadetler, bir araya gelerek düzenlenir. Cem evlerinde yapılan ibadetler, müzik, dua, deyişler ve danslarla birleşir. Aleviliğin temel öğretilerinde sevgi, hoşgörü, insan haklarına saygı, adalet ve eşitlik önemli yer tutar. Aleviler, İslam’ın diğer mezheplerinden farklı olarak, bazı dini ritüelleri ve ibadet şekillerini kendi inançlarına uygun bir şekilde uygularlar.

\Kızılbaş Nedir?\

Kızılbaş terimi, tarihsel olarak Alevilikle iç içe geçmiş bir terimdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, özellikle Safevi Devleti'nin egemen olduğu dönemde, Kızılbaşlık bir inanç ve kimlik ifadesi olarak kullanılmıştır. Kızılbaş kelimesi, kelime anlamı olarak “kızıl başlık” anlamına gelir ve bu terim, Safevi taraftarlarının kullandığı özel bir başlıktan türetilmiştir. Safevi Devleti, 16. yüzyılın başlarında Şii inançlarını benimseyen bir devlet olarak, Kızılbaşları özellikle Şii inançlarını takip eden topluluklar arasında kabul ediyordu. Kızılbaşlık, zamanla sadece bir dini kimlik değil, aynı zamanda bir toplumsal ve politik kimlik haline gelmiştir.

Kızılbaşlar, Safevi Devleti'nin yönetici sınıfıyla bağlantılı olarak, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı birçok kez isyan etmiş ve bu nedenle Osmanlılar tarafından “kızılbaş” terimi pejoratif (küfürlü) bir anlamda kullanılmaya başlanmıştır. Kızılbaşlar, çoğunlukla Alevi inançlarını benimsemiş, İmam Ali'yi ve On İki İmamları yücelten, ancak Osmanlı İmparatorluğu'nun Sünni inanç sisteminden farklı bir yol izleyen insanlardı.

\Alevi Kızılbaş Ne Anlama Gelir?\

Alevi Kızılbaş terimi, Alevilik ve Kızılbaşlık arasında bir örtüşme olduğuna işaret eder. Ancak, bu iki terim tamamen aynı anlama gelmez. Alevi Kızılbaş, tarihsel olarak Safevi hareketiyle ilişkilendirilmiş, ancak zamanla Alevi inancını benimseyen ve bu inancın öğretilerini takip eden insanları tanımlamak için de kullanılmıştır.

Alevi Kızılbaş terimi, genellikle Osmanlı döneminde, Safevi Devleti'nin izinden giden Alevi topluluklarına atıfta bulunur. Bu topluluklar, Osmanlı İmparatorluğu’na karşı Şii inançlarını ve İmam Ali’ye olan bağlılıklarını savunmuşlardır. Ancak, Kızılbaş terimi zamanla daha geniş bir anlam kazanmış ve sadece Safevi taraftarlarıyla sınırlı kalmayıp, Alevi inancına sahip pek çok insanı tanımlamak için de kullanılmıştır.

Bu kavram, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Sünni inançları benimseyenler tarafından olumsuz bir anlamda kullanılmıştır. Kızılbaşlar, Osmanlı İmparatorluğu'nda Sünni çoğunluğun dışında kalan ve zaman zaman “heretik” (dinden sapmış) olarak nitelendirilen bir grup olarak görülmüşlerdir. Ancak günümüzde, Alevi Kızılbaş terimi, bu tarihsel bağlamdan çıkarak, sadece bir dini inanç ve kimlik olarak kabul edilmektedir.

\Alevi Kızılbaş ve Osmanlı Dönemi\

Osmanlı İmparatorluğu döneminde, Alevi Kızılbaşlar genellikle toplumsal dışlanma ve ayrımcılığa tabi tutulmuşlardır. Bu topluluk, genellikle Osmanlı’daki Sünni çoğunluktan farklı bir inanç sistemine sahip olmaları nedeniyle, iktidar ve otorite tarafından bir tehdit olarak görülmüştür. Osmanlı yönetimi, Kızılbaşları, Şii inançları ve Safevi Devleti’ne olan bağlılıkları nedeniyle zaman zaman sert bir şekilde bastırmıştır. Bu dönemde, Kızılbaşlık ve Alevilik, çoğunlukla karanlıkta kalmış ve bir tür "dışlanmışlık" kimliği edinmiştir.

Bu dönemde, Alevi Kızılbaşlar, Sünni Osmanlı yönetimine karşı hem dini hem de sosyal bir direniş göstermişlerdir. Kızılbaşlar, aynı zamanda Osmanlı'da sosyal adalet arayışı içinde olan, feodal yapıya karşı duran bir hareketin parçası olarak da görülmüştür. Bununla birlikte, Osmanlı yönetimi tarafından Kızılbaşlara karşı yapılan ayrımcılık ve baskılar, zamanla bu topluluğun kimliğini pekiştirmiş ve onları toplumsal hafızada belirgin bir şekilde yer etmiştir.

\Alevi Kızılbaşların Günümüzdeki Durumu\

Günümüzde, Alevi Kızılbaş kimliği daha çok bir kültürel ve dini aidiyet olarak anlam bulmaktadır. Modern Türkiye’de, Alevi topluluğu, özellikle 20. yüzyıldan sonra daha fazla görünürlük kazanmış ve toplumsal anlamda tanınmaya başlanmıştır. Alevi Kızılbaş kimliği, artık sadece bir dini inanç değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da kabul edilmektedir. Alevi Kızılbaşlar, toplumsal eşitlik, adalet ve hoşgörü gibi evrensel değerlere olan bağlılıklarıyla tanınırlar.

Alevi Kızılbaş kimliğinin günümüzdeki tartışmalarında, bu topluluğun tarihi deneyimlerinin ve yaşadığı ayrımcılığın etkisi büyüktür. Alevilik, artık daha geniş bir dinî ve toplumsal kimlik olgusunun parçası olarak kabul edilmekte, ancak Kızılbaş terimi de hala bazı gruplar için belirli bir kimlik ve tarihsel aidiyetin sembolü olmaya devam etmektedir.

\Sonuç\

Alevi Kızılbaş, tarihsel olarak derin anlamlar taşıyan ve pek çok farklı faktörü içinde barındıran bir terimdir. Alevilik ve Kızılbaşlık, yalnızca birer dini inanç sistemi değil, aynı zamanda birer kimlik, kültür ve tarihsel tecrübe olarak da kabul edilebilir. Bu kimlik, Osmanlı İmparatorluğu döneminde dışlanmış ve ayrımcılığa uğramış bir grup insanın izlediği yol ve yaşadığı tarihsel travmalarla şekillenmiştir. Günümüzde, Alevi Kızılbaş kimliği, toplumsal hafızada önemli bir yer tutmakta ve bu topluluk, hem kültürel hem de dini açıdan saygı görmeye devam etmektedir.