Eczane açmak kaç TL ?

Sabiha

Global Mod
Global Mod
Giriş: Bu Sadece Bir Eczane Değil, Bir Hayalin Bedeli

Arkadaşlar, şu soruyu kendime defalarca sordum: “Eczane açmak kaç TL?”

Ama aslında sormak istediğim şey hep başka bir şeydi: “Eczane açmanın bedeli ne?” Çünkü bu işte sadece para değil, emek, sabır, bürokrasi ve vicdan da var. Forumda hepimiz farklı alanlarda mücadele veriyoruz; kimimiz yatırım yapıyor, kimimiz kendi işini kurmanın hayalini kuruyor. Ama eczane konusu, ilginçtir, hem sağlık sistemiyle hem de ticaretle doğrudan kesişen bir yerde duruyor. O yüzden gelin, rakamların ötesine geçelim. Eczane açmanın bugünkü maliyetini, sistemin görünmeyen duvarlarını ve geleceğin olası yönlerini biraz cesurca masaya yatıralım.

Maliyet Gerçeği: 2025 Türkiye’sinde Bir Eczane Kaç Paraya Kurulur?

Bugün Türkiye’de eczane açmanın maliyeti şehirden şehre değişmekle birlikte ortalama 3 milyon TL ile 7 milyon TL arasında. Bu rakamın içine sadece ilaç stoğu değil, depo teminatı, ruhsat, mimari düzenleme, kira, personel, kasa sistemi ve raf düzeni gibi kalemler giriyor.

— Küçük şehirde: 2,5 – 4 milyon TL arası.

— Büyük şehirde: 5 – 7 milyon TL arası.

— Prestij lokasyonlarda (örneğin hastane çevresi): 8 milyonu bile zorlayabiliyor.

Fakat mesele sadece sermaye değil. Çünkü sermayenin üzerine bir de eczacı kontenjanı, nüfus sınırı, eczane açma izin haritası gibi kısıtlar geliyor. Bu da demek oluyor ki, parası olan herkes eczane açamıyor. Devletin “nüfusa göre eczane” kuralı, hem kaliteyi korumayı hem de rekabeti dengelemeyi amaçlıyor ama pratikte, genç eczacıların girişini oldukça zorlaştırıyor.

Sistemin Kökeni: Eczacılık Bir Meslekten Fazlasıydı

Eczacılık, Osmanlı döneminde “attariye” kültüründen gelen, hem sağlık hem de ticaretin iç içe geçtiği bir zanaattı. 20. yüzyıl boyunca, eczaneler mahallenin en güvenilir noktasıydı — doktorla halk arasındaki köprüydü. Fakat son 20 yılda sağlık sisteminin ticarileşmesiyle birlikte eczane kavramı da ciddi bir dönüşüm geçirdi.

Bugün eczane, sadece ilaç satılan bir yer değil; sağlık danışmanlığı, stok yönetimi, e-reçete sistemi ve kamu mevzuatının birleştiği bir ekosistem. Ama bu sistemde iş kurmak artık idealizmin değil, finansal dayanıklılığın testi haline geldi.

Erkeklerin Stratejik, Kadınların Empatik Bakışı: İki Uçtan Bir Gerçeklik

Forumda fark ettiniz mi bilmem ama erkek üyeler genelde “yatırım geri dönüş süresi, amortisman oranı, lokasyon seçimi” gibi konulara odaklanıyor. Kadın üyelerse “insan ilişkisi, hastayla bağ kurma, toplumsal fayda” tarafını büyütüyor.

Ama eczane tam da bu iki yaklaşımın kesişiminde anlamlı oluyor.

Bir erkek eczacı, işin stratejik kısmını şöyle düşünebilir:

> “Maliyetimi 5 milyon TL’ye çekersem, 3 yılda ROI sağlarım; SGK ödemeleri düzenli olursa nakit akışı kurtarır.”

> Bir kadın eczacıysa farklı bir pencereden bakar:

> “Mahallede yalnız yaşayan yaşlılar için hatırlatma sistemi kurarsam, hem bağ kurarım hem sadakat yaratırım.”

İşte bu iki bakış birleştiğinde ortaya sadece kâr eden değil, aynı zamanda değer üreten bir eczane modeli çıkıyor. Günümüz dünyasında başarı, artık sadece bilançoyla değil, topluluk içindeki itibarla da ölçülüyor.

Devlet Politikaları ve Gerçek Hayat Arasındaki Uçurum

Kağıt üzerinde her şey düzenli görünüyor: Eczacılık Kanunu, SGK protokolleri, denetim mekanizmaları… Ama pratikte işler o kadar pürüzsüz değil. SGK geri ödemeleri geç geliyor, iskonto baskısı artıyor, stokta ilaç bulmak zorlaşıyor. Bazı eczacılar “stok tutmak yerine, hastayı başka eczaneye yönlendirmek” zorunda kalıyor.

Devletin fiyat politikası ise paradoksal: Bir yandan ilaç fiyatlarını düşük tutarak halkı korumak istiyor, ama bu düşük marj sistemi eczacının nefesini kesiyor. Uzun vadede bu durum, nitelikli eczacı girişimini caydıran bir yapıya dönüşüyor.

Beklenmedik Bir Alan: Eczane ve Teknoloji İlişkisi

Dijital dönüşümün etkisiyle “eczane” kavramı yeniden tanımlanıyor. Artık e-reçete sistemleri, uzaktan danışmanlık uygulamaları ve dijital stok yönetim yazılımları işin kalbine yerleşti.

Gelecekte eczaneler, sadece ilaç veren değil, veri yöneten merkezler haline gelecek. Bir düşünün:

— Kronik hastalık verileri yapay zekâyla analiz edilse,

— İlçe bazında ilaç tüketim haritaları oluşturulsa,

— Eczaneler önleyici sağlık politikalarının pilot noktası haline gelse…

Bu tablo, hem toplum sağlığına hem ekonomiye katma değer sağlar. Ama bu vizyonun gerçekleşmesi için önce eczacının finansal özgürlüğü gerek. Eczacı sürekli borç döngüsünde yaşarsa, yeniliğe yatırım yapamaz.

Toplumsal Boyut: Eczane Sadece Bir Dükkan Değil, Bir Sığınak

Kimi akşamlar eczaneye ilaç almaya değil, sadece konuşmaya gelen yaşlıları bilirsiniz. Eczacı, çoğu zaman psikolog, bazen dost, bazen de ilk yardım istasyonudur. Pandemi döneminde eczaneler, sağlık sisteminin sahadaki nefes borusu oldu.

Yani “eczane açmak kaç TL?” sorusu sadece finansal bir denklem değil, toplumsal bir sorumluluk sorusudur.

Bugün bir eczaneye yatırım yapan kişi, aynı zamanda mahallenin sağlığını satın alıyor.

Geleceğe Bakış: Eczaneler Zincirleşir mi, Bağımsızlar Ayakta Kalabilir mi?

Gelecek 10 yılda zincir eczane tartışmaları daha da büyüyecek. Serbest eczacılar bağımsız kalmakta zorlanacak; büyük sermayeler, birleşme teklifleriyle kapılarını çalacak.

Bu noktada, stratejik düşünen erkek eczacılar için franchising modelleri cazip görünebilir; empati odaklı kadın eczacılar ise mahalli bağımsızlık ve kişisel bağ tarafında durabilir.

Ama kim ne tarafa geçerse geçsin, bir şey değişmeyecek: Eczacılık, “ilaçla insanı buluşturma sanatı” olmaktan çıkarsa, hem meslek hem toplum kaybeder.

Provokatif Sorular: Forumun Ateşini Yakalım

— Eczane açmak artık bir sağlık yatırımı mı, yoksa ticari kumar mı?

— Devletin “nüfusa göre sınır” politikası gerçekten adil mi, yoksa rekabeti boğuyor mu?

— Dijital dönüşüm eczacıların rolünü güçlendirir mi, yoksa onları algoritmalara mı teslim eder?

— Kadın eczacılar, topluluk bağlarını güçlendirerek yeni bir “insan temelli iş modeli” yaratabilir mi?

— Erkek eczacılar, sermayeyi ve stratejiyi doğru yöneterek sistemi sürdürülebilir hale getirebilir mi?

Sonuç: Eczane Açmak Paradan Fazlası

Eczane açmanın bugünkü bedeli, milyonlarla ölçülüyor olabilir. Ama asıl maliyet, sistemin karmaşasında direnecek iradeyi bulmakta. Kimimiz stratejik hesaplarla yaklaşacağız, kimimiz insan merkezli ideallerle… Fakat ortak nokta şu: Bu iş, hem akılla hem kalple yapılmadıkça sürdürülemez.

Gelin bu başlığı sadece “kaç TL” sorusuna değil, “neye değer?” sorusuna çevirelim. Çünkü sonunda herkes aynı şeyi arıyor: Bir mesleği yaşatmanın onurunu.